İçeriğe geç

Fetih yapmak ne demek ?

Bir hikâye anlatmak istiyorum sana. Öyle fetihlerden, kılıçlardan ya da topraklardan bahseden bir hikâye değil bu. İnsan kalbini, inancı, sabrı ve sevgiyi fethetmekten söz eden bir hikâye…

Fetih Yapmak Ne Demek?

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan iki insan vardı: Elif ve Mert.

Elif, kalplere dokunmayı bilen, hisleriyle konuşan bir kadındı. Mert ise çözüm arayan, planlar kuran, hedeflerine aklıyla yürüyen bir adam.

İkisi de farklıydı, ama aynı soruyu taşıyorlardı içlerinde: “Fetih yapmak gerçekten ne demek?”

Fetih, Kazanmak mı, Anlamak mı?

Mert, çocukluğundan beri “fetih” kelimesini zaferle eşleştirmişti. Onun için fetih, bir mücadeleydi. Yıkmadan yapamayacağını, kazanmadan yaşayamayacağını sanırdı.

Bir gün Elif’le tanıştı. Onun gözlerinde savaş yoktu; sadece sessizlik, huzur ve derin bir anlayış vardı.

Elif, fetih kelimesini bambaşka bir yerden biliyordu. O, bir kalbi kazanmanın; bir yarayı sarmanın, bir insanın duvarlarını sabırla aşmanın da fetih olduğuna inanıyordu.

“Fetih,” dedi Elif bir gün, “sadece almak değildir Mert, bazen anlamaktır. Bazen susup dinlemektir.”

Bir Kadının Empatisi, Bir Erkeğin Stratejisi

Mert, Elif’in bu sözlerini uzun süre düşündü.

O, plan yapmadan duramazdı. Hayatta her şeyin bir stratejisi, her kapının bir anahtarı olduğuna inanırdı. Ama Elif’in anahtarı farklıydı: kalplere dokunmak, hissetmek, affetmek.

Bir gün Mert, kasabanın dışında bir toprak parçası almak için yola çıktı. Amacı, orada büyük bir iş kurmaktı.

Elif ona gülümseyerek uğurladı. “Fetih bazen dışarıda değildir,” dedi. “Kendini bulduğun anda, asıl fetih o zaman başlar.”

Mert başta anlamadı. Günlerce, haftalarca çabaladı.

Ama bir sabah, başarısızlığın eşiğinde, Elif’in sözleri yankılandı zihninde.

Fetih, dışarıda değil, içindeydi.

Kendini, korkularını, öfkesini, kibirini yenmekti belki de gerçek fetih.

Fetih Kalpte Başlar

Bir akşam Mert geri döndü. Elif’i bahçede buldu; elleri toprağa değmiş, çiçekleriyle konuşuyordu.

“Ben kaybettim,” dedi Mert, yorgun bir sesle.

Elif başını kaldırmadan gülümsedi. “Belki de kazandın,” dedi. “Artık savaşmıyorsun. Artık dinliyorsun.”

O an Mert anladı. Fetih, zafere koşmak değil; kendine dönmekti.

Bir kalbi kırmadan konuşmayı, birini yargılamadan dinlemeyi, bir fikri dayatmadan paylaşmayı öğrenmekti.

Fetih, bazen bir kelimede, bazen bir sarılmada gizliydi.

Ve Elif’in gözlerinde, bütün savaşların sonunda kalan şeyin sevgi olduğunu gördü.

Gerçek Fetih Nedir?

Fetih yapmak, bir yeri almak değil; bir kalbi kazanmaktır.

Bir insanın güvenini, sevgisini, inancını kazanmak…

Toprak değil, insan ruhunu anlamaktır.

Kadınlar bunu sezgileriyle yapar; çünkü onlar duygunun dilini bilir.

Erkekler akıllarıyla yapar; çünkü onlar yapının, düzenin dilini çözer.

Ama en güzeli, iki yolun da birleştiği yerdedir: kalpte.

Elif ve Mert’in hikâyesi bize şunu hatırlatır:

Gerçek fetih, karşındakini alt etmek değil, birlikte iyileşmektir.

Bazen bir özürde, bazen bir “anlıyorum” sözünde gizlidir.

Kılıçsız, kavgazsız, sadece sevgiyle kazanılan bir fetih…

İşte insanlığın en büyük zaferi budur.

Senin için “fetih yapmak” ne ifade ediyor?

Birini anlamak mı, kendini aşmak mı, yoksa bir hayali gerçeğe dönüştürmek mi?

Yorumlarda düşüncelerini paylaş; belki senin fetih hikâyen, bir başkasına umut olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın alelexbet yeni girişprop money